Dean Martin Hudson I. Sınıf Kahraman
Mesaj Sayısı : 57
Karakter Bilgileri Özel Güç: Ateş Yaratma
| Konu: Steve Dustin Strong ~ (Dean Martin Hudson) Çarş. Ağus. 26, 2009 8:11 pm | |
| Ad-Soyad: Steve D. Strong Özel Güç: Ateş Yaratma Örnek RP:- Spoiler:
Birçok kimlik ile yazdığım Harry Potter Rp'si Yeni Yazmam Gerekiyorsa Yazabilirim.
Üzerinde değişik boyutlardaki yıldızların yanıp sönerek ahenkli geçişler yaptığı, standartların üzerinde büyüklükteki kazanını son bir kez kontrol etti.Gözlerini kapatıp tüm evreleri eksiksiz tamamladığından emin olmaya çalıştı.Yapacağı tek bir yanlışın bedelini düşünmek bile onu bir korku dalgasının içine itmeye yetiyordu. Ama kazanın üstünde tütmeye devam eden dumanın donuk füme rengi ve buna tezat oluşturan şekerli kokusu ona doğru yolda olduğunu bildiriyordu. Doğru malzemeleri doğru sırayla eklemiş, bilmediği bir dile ait olan tuhaf kelimeleri uygun telaffuz etmişti.Şimdi, nihayet son malzemeleri de ekleyip neler olacağını görecekti.
Saatine baktı, gece yarısını bir hayli geçmiş olmasına rağmen adrenalinin damarlarına verdiği coşku ve heyecan onu zinde tutuyordu.Vakit kaybetmeden asasını, başının hemen üstünden asma tavana dek yükselen , korkutucu görünümlü raflara yöneltti.Emreder bir ses tonuyla “Accio Stonelliums” dedi. En üstteki raflardan küçük bir kutu ufak bir gürültü eşliğinde aşağı inmeye başladı.Birkaç saniye içinde soğuk, metalik kutu avucunun içindeydi. ”Evet” diye fısıldadı zafer kazanmış bir tavırla. ”Küçük gösterin başlıyor Alex.”
Aslında korkuyordu fakat bunu kendine bile belli edemezdi.Kutudan çıkardığı üç minik taşı dikkatlice eline aldı ve onlara bakmaya başladı.Her birini bulmak haftalarına mal olmuştu; bir çoğu büyücü hastanelerinde geçen haftalarına… Önce içlerinden safran sarı renkteki, biçimsiz taşı çıkardı; kazana ilk girecek oyduAlessandra taşı kazana bıraktı ve o anda sarı, yoğun bir sis kümesi odanın içini doldurdu.Bir an için artık nefes alamayacağını düşünse de hemen ikinci aşamaya geçmesi gerektiğini biliyordu.Hemen ikinci taşı eline aldı.Bu silik tonda ve sürekli şekil değiştiriyormuş izlenimi uyandıran bir taştı.Bu tılsımlı taş kazana girer girmez odadaki yoğun sis tabakası dağıldı ve yerini renksiz, sadece kokusu hissedilen bir dumana bıraktı. “İşte bu daha iyi.” dedi Alex güçlükle gülümseyerek.Yine de havadaki tuhaf titreşimler kalp atışlarının daha da hızlanmasına yol açıyordu.Bu heyecanın iksirine zarar vermesine engel olmak üzere birkaç saniye bir şey yapmadan öylece bekledi. Sakinleştiğini hissettiğinde artık son aşamada olduğunu fark etti. Ne yapıyor olduğunu, iksiri içtiğinde olabilecekleri, Merlina’nın sözlerini düşündü.Ama çok iyi bildiği başka gerçekler de vardı.Hogwarts’tan mezun olduğu yaz Ashley’i kaybettiği o tuhaf günden beri bu iksirin peşindeydi.Başarılı bir okul hayatının ardından geleceğine yön verme safhasına geçemeden gelişen olaylar gözünün önünde en kötü sahneleriyle belirdi.İksiri tamamlamalıydı; bunun düşünecek bir yanı olmadığını hatırlattı kendine ve son taşı elinde sıkıca tuttu.Ondan güç almak istiyor gibiydi.Üç taşın arasındaki en görkemli ve gizemli görünen bu kırmızı minik küre içinde eski çağlardan kalma kadim sırlar barındırıyordu.Tam olarak neler yapacağını belki de Alex asla tam olarak öğrenemeyecekti.Zaten öğrendikleri ona fazlasıyla yetmişti.Birkaç dakikalık bu tereddüt anından sonra son taşta iksire eklenmişti.Alex yarı şaşkın yarı hayran bakışlarla kazandaki gümüşi renkli karışıma baktı.Tıpkı yapımını öğrendiği Hintli tılsım bilgininin söylediği gibiydi,kokusu, rengi, kıvamı…Başarılı bir iksir olmuştu ve bu genç büyücünün giderek hızlanan nabzını bir parça normale döndürmeyi başarmıştı.Küçük, kristal bir şişe çıkarıp iksirden yetecek kadar doldurdu ve beklemeye başladı.
Ona saatler gelen birkaç dakikanın ardından beklediği misafir kapıdaydı.Kapıyı uzaktan açabilirdi ama O’nu kendi karşılamak istemişti.Hızlı adımlarla kapıya ilerleyip asasını doğrulttu.Kısık sesle söylediği birkaç kelimenin etkisiyle kapıdaki tüm kilitler açıldı.Dışarıda, simsiyah cüppesinin başlığıyla kendini iyice gizlese de etkileyiciliği her halinden belli olan orta yaşlardaki bir cadı vardı ve Alex'i karşısında görünce yüzündeki sert ifade şefkat dolu bir anneninkinden farksızlaşmıştı. “Hoş geldin Merlina.” dedi Alex. “Seni çok özlemişim ve geldiğin için çok mutluyum.”
Birbirlerinin gözlerine bakıp sessizce çok şey söyledikleri bir dakikanın ardından sarıldıklarında Alex artık tüm korkusunun geçtiğini hissetmişti.Artık O buradaydı, bugüne dek ona bir zarar gelmesini hep engellemişti ve Alex'i bugün yine koruyacaktı.Merlina, uzun uzun kardeşine baktı.Ona, en son Hindistan’da olduğunu bildiren bir mektup yollamış ve sonra kayıplara karışmıştı.Bunları hatırlamak ve birkaç gün önce kardeşinden aldığı mektupta öğrendikleri Merlina’yı korkutuyordu. “Alex” dedi ağlamaklı bir sesle. ”Bunu yapmamalısın.Okulda öğrendiklerin yüzünden kendini başarılı sanıyorsun fakat tılsımlar çok tehlikelidir ve bu konuda ne kadar iyisin bilmiyorum.Hem…”
Merlina sözlerine devam edebilse Alex'e asla yapmamasını, bu kez onu koruyamayacağını söyleyecekti.Ama onu yirmi üç yıldır tanıyordu, aklına koyduğu şeyi tüm tehlikelere rağmen gerçekleştirirdi ve inatçıydı.Sözlerine devam etmek faydasızdı.Umutsuzca kardeşine baktı.Hem Merlina’yı kıskanmıştı güzellik konusunda oysa ne kadar doğal, kendine özgü bir güzelliği vardı kardeşinin.Sevgiyle gözlerinin içine baktı ve “Vazgeçmeyeceksin değil mi?” dedi. Cevabı biliyordu aslında.
Alex, artık eline almış olduğu iksire baktı, vakit gelmişti.Diğer elini ablasının eline koydu güven vermek istercesine.Sesi titriyordu.“Bunun için verdiğim mücadeleyi biliyorsun Merlina” dedi.”O’nu bir kere de olsa yeniden görebilmemin yolu buysa yapacağımı biliyorsun.Anlamıyor musun O’nu çok özlüyorum.Son bir kez görmeden gitmiş olmasının etkilerini bilmiyor musun?Beni engellemeye kalkma Merlina.Sadece kardeşine şans dile ve yanımda ol.Bunu bilmek bana güç verecektir biliyorum.” Merlina, kardeşinin uzanması için kadife koltuktan kalktı ve hüzünlü bir sesle “İyi şanslar Alex” dedi. “Ben hep yanında olacağım.”
Alex hiçbir şey söylemeden birkaç saniye ablasına baktı ve usulca iksirinden üç yudum aldı.İçine tuhaf bir sıcaklık dolmuştu.Merlina’nın yüzü giderek bulanıklaşırken aklındaki tek şey kendisine öğretildiği gibi görmek istediği kişiye yoğunlaşmaktı ve bu kişi Ashley’di. Anılar silsilesi içinde dolaştığını fark etti ama bu beyin gücüyle oluyordu.O’nu okul bahçesinde ilk gördüğü gün, aynı binaya seçilişleri, ilk konuşmaları,ilk öpüşmeleri tuhaf bir biçimde tekrar yaşanıyordu.Alex bir anlığına bilincini tamamen yitiriyor olduğunu hissetti.Ama kısa süre sonra zihni tekrar netleştiğinde artık bir başka boyuta açılan üçüncü bir gözü vardı sanki.Birkaç saniye sonra ellerini uzatıp “Ashley” dediğinde; Merlina’nın tek gördüğü şey kardeşinin ifadesiz ve matlaşmış yüzüydü.Yine de kardeşinin doğru yerde ve mutlu olduğunu kardeşlerde olan ve en güçlü tılsımlardan biri saydığı o bağla hissedebiliyordu…
….
Alex gözlerini hafifçe araladığında günün ilk ışıkları Merlina’yı da uyandırmak istercesine aralık kalmış perdelerden içeri sızıyordu… Evet, Alex başarısız olmuştu ve şuan revirdeydi.
| |
|
Flâvio Lopez Winther Kurucu Admin & Okul Müdürü
Mesaj Sayısı : 215
Karakter Bilgileri Özel Güç: Uçabilme, Yakın Dövüş
| Konu: Geri: Steve Dustin Strong ~ (Dean Martin Hudson) Çarş. Ağus. 26, 2009 10:21 pm | |
| | |
|
Dean Martin Hudson I. Sınıf Kahraman
Mesaj Sayısı : 57
Karakter Bilgileri Özel Güç: Ateş Yaratma
| Konu: Geri: Steve Dustin Strong ~ (Dean Martin Hudson) Çarş. Ağus. 26, 2009 10:22 pm | |
| Ayrıca gücüm hakkında ayrıntılı bilgi alabilir miyim? Sadece yaratmıyorum değil mi onu kullanabiliyorum? | |
|
Flâvio Lopez Winther Kurucu Admin & Okul Müdürü
Mesaj Sayısı : 215
Karakter Bilgileri Özel Güç: Uçabilme, Yakın Dövüş
| Konu: Geri: Steve Dustin Strong ~ (Dean Martin Hudson) Çarş. Ağus. 26, 2009 10:23 pm | |
| Evet kullanabiliyorsun. ^^ Başlık kilit. | |
|